logo

reklam

Türkiye’nin bahar alerjisi: Çim Poleni

1461219021_ASM_Mustafa_Kazkayasi

Bahar mevsimiyle birlikte hava ısınmaya, doğa canlanmaya başlıyor. Ağaçlar çiçekleniyor, çimenler yemyeşil oluyor, çiçekler açıyor. Bazı insanlar mevsim değişikliğinin farkına varmazken, bazılarında baharla birlikte hapşırık, burun – göz akıntıları gibi bahar alerjisi şikâyetleri oluyor. Mevsimsel alerjik rinit diğer adıyla bahar nezlesi en sık görülen alerjik hastalıklardan biri. Son 10 yılda bahar nezlesinde ciddi bir atış söz konusu. Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası “Her yıl aynı zamanlarda kendinizi iyi hissetmiyorsanız, siz de bahar alerjisi olan kişilerden biri olabilirsiniz” dedi.

Alerji, vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye (antijen) yanıt vermesiyle başlıyor. Bunu da alerjenin giriş yerine antikor göndererek yapıyor. Alerjen ve antikor arasındaki savaş kana çeşitli kimyasal maddelerin salınımına neden oluyor. Kimyasal maddeler de alerjik hastalıklara neden oluyor.

İstanbul’da alerji yakınmaları daha fazla

Bahar alerjilerinin en sık görülen belirtileri; hapşırma, gözlerde, burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve bazen de baş ağrısı. Bazı hastalarda işitme problemleri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürüğün de görülebildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası “Alerji yakınmaları bazı kişilerde bütün bir yıl boyunca sürerken, bazılarında belli mevsimlerde artış gösteriyor. Bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkıyor. En sık neden olan alerjenler; çim, ağaç ve yabani ot polenleri. Yıl boyu alerjik rinit yakınması olanlarda ev tozu akarı, küf mantarları ve hayvan tüyleri en sık rastlanılan alerjenler. Diğer taraftan hava kirliliğinin alerji yakınmalarını arttırdığını gösteren çalışmalar da bulunuyor. Bu konuda İstanbul’da yapılan bir araştırmada, hava kirliliği olan bölgelerde alerji yakınmalarının daha fazla olduğu tespit ediliyor” dedi.

Türkiye’nin alerjeni: Çim poleni

Polenler, gıdalar, mantar, toz, hayvan tüyleri, kimyasal maddeler, bazı ilaçlar ve çevresel nedenler alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Türkiye’de en sık rastlanılan alerjen ise çim poleni. Bazı alerjenlerin her zaman olduğunu belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası “Ev tozu akarı, evcil hayvanlar, gıdalar, bazı kimyasal madde alerjileri dört mevsim görülüyor. Bu alerjenlerin yol açtığı belirtiler, sıklıkla kış aylarında evler kapalıyken artıyor. Küf mantarları da polenler gibi alerjik reaksiyonlara neden oluyor ve hem evde hem dışarda bulunuyor. Ev içi bitkileri, nemli bölümler, banyo mantarlarının ekseriyetle bulunduğu yerler. Renkli veya kokulu çiçekler sanılanın aksine nadiren alerjiye neden oluyor” açıklamasında bulundu.

Alerjilerin önemli oranda sosyal ve ekonomik zararları var

Bahar alerjileri nadiren ciddi bir problem olarak değerlendirilse de, alerjilerin önemli oranda sosyal, klinik ve ekonomik zararları söz konusu. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası hastaların yarısında yılda 4 aydan fazla alerjik rinit belirtilerinin görüldüğünü söyleyerek “Bahar alerjileri aynı zamanda erişkinlerde iş günü kaybı, çocuklarda okul günü kaybı gibi etkilerinin yanı sıra, tanı ve tedavi masrafları nedeniyle de ekonomik problem yaratıyor. Bahar alerjileri aynı zamanda başka hastalıklarla beraber de görülebiliyor. Astım, sinüzit, çocuklarda burun tıkanıklığı nedeniyle diş ve ağız yapısında gelişme bozuklukları, orta kulak hastalıkları, konjuktivit, besin alerjileri, alerjik rinitle birlikte görülebilen hastalıklar olarak sıralanıyor” dedi.

Alerji belirtisi sinüzitle karıştırılabiliyor

Alerjinin genetik bir hastalık olduğunu belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası alerjinin teşhis ve tedavisine dair şu açıklamalarda bulundu: “Alerji genetik bir hastalık olduğundan, ailede başka bireylerde alerji olması tanıda çok yardımcı oluyor. Ayrıca alerjik rinit sıklıkla çocuk ve genç erişkinlerin hastalığı olarak görülüyor. Daha sonra ayrıntılı bir kulak burun boğaz muayenesi yapılması gerekiyor. Hastanın sorgulaması ve muayene bulguları alerjiyi düşündürüyorsa, alerji testleri uygulanıyor. Alerjik rinit belirtileri sıklıkla sinüzit ile karışabiliyor. Bazı alerjik rinitli hastalara yıllarca sinüzit teşhisi nedeniyle antibiyotik tedavisi uygulanabiliyor. Dolayısıyla tekrarlayan sinüzit yakınması olan kişilerde alerjik rinit olup olmadığının araştırılmasında yarar görülüyor. Alerjik belirtilerin kontrolü, birden fazla tedavi yönteminin birlikte uygulanmasıyla sağlanıyor. Alerjenle karşılaşmanın önlenmesi, ilaç tedavisi ve aşı tedavisi bu yöntemler arasında sayılabilir. Öncelikle yapılması gereken; alerjik yakınmalara neden olan alerjenden uzaklaşmak. Alerjik rinit tedavisinde en çok uygulanan bir diğer seçenek ilaç tedavisi. Ancak unutulmaması gereken, ilaçların kullanıldığı sürece şikâyetler üzerinde etkili olacağı. İlaç tedavisi kesildiğinde, alerji belirtileri kısa sürede tekrarlıyor. Alerjik riniti olanlar alerji mevsimi başlamadan en az 2 hafta önce ilaç kullanmaya başlaması gerekiyor. Alerjik rinit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, yan etkileri nedeniyle kullanım güçlüğü yaratabiliyor, bu konuda uzman bir doktora danışılması gerekiyor.“

Çevrenizdeki alerjenleri uzaklaştırmak için bazı öneriler:

Klimalardaki filtreleri düzenli olarak değiştirin, bakımını yaptırın

Polen mevsiminde pencere ve kapıları kapalı tutun

Evinizin içindeki bitkileri uzaklaştırın

Evinizde tüylü hayvan beslemeyin

Kuştüyü yastık, yün yastık, yorgan, yatak yerine sentetik olanlarını kullanın.

Sigara içmeyin ve yanınızda içirmeyin

BİLGİ İÇİN

Damla Gökçen Gümüş – Müşteri Direktörü / damla.gokcen@goodworks.com.tr / Tel: 0212 217 70 00 Cep: 0546 500 37 26

Ayşe Sorucu – Müşteri Yönetmeni / ayse.sorucu@goodworks.com.tr / Tel: 0212 217 70 00 Cep: 0554 379 07 06

Anadolu Sağlık Merkezi Hakkında

Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden işbirliği Anadolu Sağlık Merkezi’nin sağlıkta referans merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.

Johns Hopkins Medicine Hakkında

Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi hekimlerini ve bilim adamlarını, Johns Hopkins Sağlık Sisteminin organizasyonları, sağlık profesyonelleri ve tesisleri ile birleştirmektedir. Johns Hopkins Medicine’ın misyonu, tıbbi eğitim, araştırma ve klinik bakım standartlarını mükemmelleştirerek toplumun ve dünyanın sağlığını daha iyi bir seviyeye çıkartmaktır. Farklı ve kapsamlı olan Johns Hopkins Medicine, Johns Hopkins Hospital’ın 1889’daki açılışından bu yana, sağlığı korumak için hekimlerin ve tıbbi bilim adamlarının biyomedikal araştırmalar ve tıbbi bilgilerin uygulanması konularındaki eğitimlerinde uluslararası liderlik sağlamıştır.

Share
1845 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

3+3 = ?
Ağrı Manşet Ağrı Haber Sitesi Özgün ve Tarafsız Haber Anlayışıyla En Son Ağrı Haberleri