MAZLUMDER AĞRI ŞUBE BAŞKANI YÜKSEL ASLAN’IN BASIN AÇIKLAMASI

28 ŞUBAT MAHPUSLARININ ÖZGÜRLÜK TALEBİ HEPİMİZİN İMTİHANIDIR! 

14 ŞUBATTA HERKESİ BOLU CEZAEVİ ÖNÜNE BEKLİYORUZ!

“28 Şubat Mahpusları Serbest Bırakılsın!” talebiyle başta Mazlumder Genel Merkez, Mazlumder  Ağrı şubesi ve diğer şubelerimizle eşzamanlı olarak başlattığımız eylem ve basın açıklamaları dizisinin beşincisinde bu talebi tekrar dillendirmek üzere meydandanlardayız.

42 bayram, babasız büyüyen çocuklar, cezaevlerinde yaşlanan gençler ve torun sahibi olan babalar, binbir hastalıkla boğuşan dedeler, bitmeyen 28 Şubat soğuğunun hesabı sorulmamış bedeli olarak hepimizin imtihanı olarak önümüzde duruyor.

28 Şubat;hukuk, medya, siyaset ve bürokrasi kültürümüze pompaladığı ve etkisi halen süren çarpıklıklar bir yana, hapsettiği ve 20 yılı aşkın sürelerdir cezaevlerinde tutulan siyasi mahpuslar yönünden devam eden bir darbedir. Bu darbe her şubat ayında tarihten kesitler sunarak ya da nostaljik söylemlerle geçiştirilemeyecek bir mazlumiyeti en kaba haliyle devam ettirmektedir.

Bu Şubatın da böyle geçmemesi adına -28 Şubat Davasının karar duruşmasının da yapılacağı- önümüzdeki hafta yani 14 Şubat Çarşamba günü neredeyse her cenahtan 28 Şubat mahpusunun 20 yılı aşkın bir süredir tutulduğu Bolu Cezaevi önünde basın açıklaması yapacağımızı deklare ederiz.

Bu çerçevede soruna duyarlı bütün sivil toplum örgütlerinden, basın yayın organlarından ve diğer kişi ve kurumlardan söz konusu çalışmalara katkı sağlamalarını beklediğimizi ifade ediyor, bugüne kadar katkı sunan her kişi ve kuruma teşekkürlerimizi sunuyoruz.

MAZLUMDER olarak tekraren

-28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!

-28 Şubat Mahpusları Derhal Serbest Bırakılsın!

talebimizi vurgular, konuya duyarlı herkesi önümüzdeki Çarşamba Bolu Cezaevi önünde yapacağımız açıklamaya bekleriz.

Diyanet-Sen başkanı Yasin Çınar’ın 28 Şubat destek basın açıklaması

28 Şubat 1997’de rahmetli Erbakan hocanın başbakanlığı döneminde Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı başlattığı iddia edilen ordu ve bürokrasi merkezli bir süreçtir.

Bu süreçte alınan kararlar;

Laiklik için yasalar uygulanmalı

tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’na devredilmeli

sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli

kuran kursları denetlenmeli

Tevhid-i tedrisatat uygulanmalı

tarikatlar kapatılmalı

irtica nedeniyle Ordu’dan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı

kıyafet kanununa riayet edilmeli

kurban derileri dernek ve vakıflara verilmemeli

Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalıdır.

Türkiye’nin siyasi tarihinde kara bir leke olarak kalan bu açıklama post modern darbe olarak bilinmektedir.

Türkiye’de: Siyasi idari hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bu süreçte yaşananlar bir darbe olarak adlandırılmıştır.

Bu beyanattan sonra FETÖ terör örgütü lideri olan Fetullah Gülen ”Asker demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi” şeklinde beyanat vermiştir.

Bu beyanattan sonra FETÖ terörünün hakim ve savcıları devreye girerek 28 Şubat mağduru olan 420 civarında mağdur, 20 yılı aşkındır cezaevlerinde mahkum edilmiş ve hala mahkumiyetleri devam etmektedir.

Bir Ağrı’lı hemşehrimiz olan Yasin DEMİR’in ölümcül hastalığı olduğu halde 20 yılı aşkındır hapishanede halen bırakılmamaktadır.

Bu mağdurlarla görüşüldüğünde bizleri salıvermesinler, bizleri yeniden yargılasınlar talebinde bulunmaktadırlar.

Bu dönemde başta muhafazakar kesime karşı başörtü yasağı gibi ayrımcı uygulamalarla ve insan hakları ihlalleri ne sahne olmuş, başörtülü öğrenciler okullardan atılmış, ikna odaları kurulup başlarını açmaları için zorlanmış ve çok sayıda kamu personeli kişi ve kişiler işlerinden atılmıştır.

Bu süreçte yani 7 Haziran’da irticai faaliyetleri desteklediğini iddia edilen firmalara ambargo koyuldu. Bunların gayesi İHL ortaokul kısmını kapattırıp kimsenin İHL’ye gitmelerini engellemesi olmuştur.

Bizler; bu tutuklu mahkumların yeniden yargılanmalarını, hasta tutukluların bir an önce salıverilmelerini okulundan atılan başörtülü kızlarımızın okumak isterlerse yeniden okula başlatılmalarını, işinden atılan ve mağdur olan kardeşlerimizin yeniden işe dönmelerini veya tazminatlarının verilmelerini Ordu’dan atılanların tazminatlarının kendilerine verilip haklarının iade edilmesini talep ediyoruz.