Son Dakika

 
Bazen bir haber gelir, sadece tıp dünyasını değil, toplumun kalbini de yerinden oynatır.
Sağlık Bakanlığı’nın “2026’da yerli SMA ilacı geliyor” açıklaması tam da böyle bir haber.
Bu, yalnızca bir tedavi müjdesi değil; bilimin, dayanışmanın ve umudun ortak zaferi.
Düşünün: Bugün SMA tedavileri, neredeyse akıl almaz rakamlarla anılıyor.
Spinraza, ilk yıl için 750–850 bin dolar; her yıl yenilenmesi gereken bir tedavi.
Zolgensma ise tek dozluk gen terapisi ama fiyatı 2 milyon dolara yaklaşıyor.
Bu rakamlar sadece ailelerin değil, ülke ekonomisinin de belini büküyor.
İşte tam da bu noktada yerli üretim devreye giriyor.
Kendi laboratuvarlarımızda geliştirilecek bir ilaç, hem kamu bütçesini rahatlatacak
hem de Türkiye’yi biyoteknolojide söz sahibi ülkeler arasına taşıyacak.
Üstelik her üretim hattı, her Ar-Ge merkezi yeni istihdam, yeni beyin gücü demek.
Ama bu başarı bir günde gelmedi.
Hatırlayın, son yıllarda sokaklarda, sosyal medyada yükselen sesleri:
#SMA’yaDurDe, #SessizÇığlık…
Ailelerin gece gündüz yürüttüğü bağış kampanyaları, milyonlarca insanın kalbine dokundu.
O kampanyalar, sadece ilaç parasını değil, toplumun vicdanını da topladı.
Meclis kapılarında verilen dilekçeler, imza kampanyaları, basın açıklamaları…
Hepsi, bugün geldiğimiz yolun taşları oldu.
“Doğayı Dinle” adını taşıyan bir köşeden yazıyorum; çünkü bu hikâye doğayı dinlemek kadar insanı dinlemekle de ilgili.
Yaşamın ince sesini duymak, harekete geçmek demek.
SMA’lı bir bebeğin gülüşünde saklı olan o sesi işitmek, hepimize düşen bir sorumluluk.
Elbette önümüzde engeller var.
Klinik denemeler, ruhsat süreçleri, üretim standartları…
Ama 2026 ufukta görünüyor ve bu, artık sadece bir takvim değil, bir milat.
Bilimin ve dayanışmanın birleşip “yaşama evet” dediği günlerin işareti.
Ve şunu da eklemek isterim:
Yerli SMA ilacı bir son değil, bir başlangıçtır.
Kanserden diğer nadir hastalıklara kadar yeni adımlar atılmalı.
Üniversiteler, araştırma kurumları, özel sektör—hep birlikte.
Biz de burada, Doğayı Dinle ailesi olarak, bu çabaların çoğalmasını yürekten destekliyoruz.
2026 geldiğinde sadece bir ilaç kutusuna değil,
toplumun ortak vicdanına ve bilimin gücüne bakıyor olacağız.
Ve o günü, hep birlikte: “Umut Artık Ellerimizde” diyerek sabırsızlıkla bekliyoruz.
BENZER HABERLER